Toplumda yaygın kullanılan ve aslında içinde pek çok yanılsamayı barındıran kavramlardan biri de evlilik sözleşmeleri…
Evlilik sözleşmeleri önemli bir kesim tarafından hala reddedilmekte, bana eşim evlilik sözleşmesi önerse idi evlenmezdim denilmektedir. Evlilik sözleşmelerinin bu zanla sadece güçlü olan tarafı koruduğu, taraflar arasında güven ilişkisinin belki de tam kurulamadığı yanılgısı çoğu kişinin ortak bakış açısını oluşturmaktadır.
Oysa gerçekten evlilik sözleşmesi geleneksel yapımıza ters mi ve bu sözleşmenin evlenmeyi düşünen kişilerce birbirlerine teklif edilmesi bu kişilerin arsında güven ilişkisinin tam kurulamadığını gösterir mi…Bu soruları ve bilindiği düşünülen pek çok yanlış bilgiyi burada hukuki dayanakları ile güncellemek isteriz.

Öncelikle evlilik sözleşmeleri, yeni  çağın bir getirisi değildir. Evlilik kurumu kadar eskidir ve bilinen en eski Papirüs evlilik sözleşmesi, İ.Ö. Asyut, Mısır Ptolemaios Hanedanı Dönemine aittir. Evlilik sözleşmeleri ilk olarak Antik Mısır’ın Son Hanedanları Dönemi’nde (İ.Ö. 661-332) kayda geçirilmeye başlandı ve İ.S. birinci yüzyıla kadar devam etti. Genelde erkek tarafından hazırlanan sözleşme, her iki tarafın nafaka ve mal varlığı konusundaki haklarını gösteriyordu. Yasalara göre evliliklerin kayda geçirilmesi zorunlu değildi. Pa-igesh ile Ta-tiyemhotep arasında imzalanan bu evlilik sözleşmesi, papirüs üzerine demotik yazıyla (hiyeroglif ile akraba bir tür resim yazısının halk tarafından kullanılan yalın türü) yazılmış. Sözleşmede erkek, boşanma durumunda otuz gün içinde belirlenen miktarda parayı ödeme şartını kabul ediyor. Kadınsa, evlilik anlaşmasında belirtilen mal varlığının üçte birini ve hatta daha fazlasını alabiliyor. O döneme ait bir çok sözleşme evlilikten doğan çocukların erkeğin varisi olarak yetiştirilmesini şart koşuyor. Papirüsün arkasında ayrıca sözleşmeye şahitlik eden sekiz kişinin adları var. Bu sözleşmenin yazıldığı çağda kadının kocasını terk etmesi mümkündü. Boşanma nedenleri arasında, taraflardan birinin zina yapması, kadının dünyaya varis getirememesi, erkeğin kadından hoşlanmaması veya başka bir kadınla evlenmek istemesi yer alıyordu. Bu arada, boşanmanın nedeni ne olursa olsun, kadının kocasından yardım alma hakkı vardı. Boşanmanın ardından her iki taraf da evlenmekte serbestti.

Ülkemizde ise, Yozgat Belediyesi, nikah kayıtlarını bilgisayar ortamına aktarmak, el yazısı ile hazırlanmış ‘Nikah Kütük Defteri’ arşivini muhafaza etmek üzere başlattığı çalışmada ortaya çıkan belgelerde bir çiftin 1945 yılında kıyılan nikahında hazırlanan ‘şiddet’ uygulamaya tazminat öngören ‘evlilik sözleşmesi’ni gün yüzüne çıkarmıştır.
Günümüzde devam eden ‘Evlilik Sözleşmesi’ tartışması sürerken bu konu Yozgat’ta 15 Haziran 1943 tarihinde kayıt altına alınmış. Bu tarihte evlenen Neziha hanım kendi el yazısı ile evlenme kütüğünde yer alan ‘İtiraz Muamelesi’ bölümüne, ‘Şiddet görmek’ başlığı altında, “Eğer, tartışma esnasında şiddet görüp, evden kovulursam kocam bana 500 lira tazminat ödeyecektir” notunu düşmüş, taraflar bu şartı kabul edip, şahitler huzurunda da kayıt altına almış.

Görüldüğü gibi çağlar arasında evlilik sözleşmeleri taraflar arasında akdedilmiş, taraflar bu vesile ile hak ve yükümlülüklerini evlilik sözleşmelerinde belirlenmişlerdir.

Peki ya ülkemizde evlilik sözleşmesi deyince Yeni Medeni Kanun uyarınca ne anlamamız gerekiyor? Evlilik sözleşmesi nedir? Yasal mal rejimi nedir? Yasal mal rejimi uyarınca edinilmiş mallar nelerdir? Hangi mallar edinilmiş mal değildir? Evlilik sözleşmesi nasıl yapılır? Tüm bu soruları kısaca aydınlatalım.

01.01.2002’den öncesi ve sonrasında yasal mal rejimi…

Ülkemizde 01.01.2002 tarihinde yeni Türk Medeni Yasası yürürlüğe girmiştir. Bu tarihten önce yasal mal rejimi, “mal ayrılığı rejimi” iken, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile yasal mal rejimimiz değişmiş, “edinilmiş mallara katılma rejimi” kabul edilmiştir. Böylece 01.01.2002 tarihinden önce örneğin 1985 tarihinde evlenmiş bir çift, 1985 ila 2002 yılları arasında mal ayrılığı rejimine, 2002 tarihinden evliliğin son bulduğu tarihe kadar ise ayrıca bir mal rejimi sözleşmesi yapmadılar ise edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler.

Ancak yürürlük yasası, Türk kadınlarına bir şans tanımış, 2002 tarihinden önce yapılan evliliklerde taraflara, dilerseler notere giderek yeni yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminin başlangıç tarihini evlilik tarihlerine çekilmesini kabul edebileceklerini düzenlemiştir. Kadın hakları savunucuları, her fırsatta bu uygulamayı gazetelerde, medyada, toplantı ve panellerde açıklasalar ve teşvik etseler de erkek egemen anlayışın hakim olduğu ülkemizde elbette bu uygulama pek rağbet göremedi.

Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 3. Bölüm Aile Hukuku,B. Mal rejimleri madde 10. – Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önce evlenmiş olan eşler arasında bu tarihe kadar tâbi oldukları mal rejimi devam eder. Eşler Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak bir yıl içinde başka bir mal rejimi seçmedikleri takdirde, bu tarihten geçerli olmak üzere yasal mal rejimini seçmiş sayılırlar.-Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girmesinden önce açılmış olan boşanma veya iptal davaları sonuçlanıncaya kadar eşler arasında tâbi oldukları mal rejimi devam eder. Dava boşanma veya iptal kararıyla sonuçlanırsa, bu mal rejiminin sona ermesine ilişkin hükümler uygulanır. Davanın redle sonuçlanması hâlinde eşler, kararın kesinleşmesini izleyen bir yıl içinde başka bir mal rejimi seçmedikleri takdirde, Kanunun yürürlük tarihinden geçerli olmak üzere yasal mal rejimini seçmiş sayılırlar.-Şu kadar ki eşler, yukarıdaki fıkralarda öngörülen bir yıllık süre içinde mal rejimi sözleşmesiyle yasal mal rejiminin evlenme tarihinden geçerli olacağını kabul edebilirler.-Yukarıdaki hükümler uyarınca mal birliği veya mal ortaklığı rejiminin yasal mal rejimine dönüşmesi hâlinde, Türk Kanunu Medenîsinin ilgili mal rejiminin sona ermesine ilişkin hükümleri uygulanır.

Böylece 2002’den önce yapılan evliliklerde, evlilik tarihinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı rejimi geçerli olduğundan, tarafların evlilik tarihinden 01.01.2002 tarihine kadar birbirlerinden katkı payı talep etme hakkı bulunmaktadır.  Meslek sahibi olmayan kadınlarımız yeni yasal mal rejimini evlilik tarihine çekemedikleri için burada çok önemli kayıplara uğradılar malesef…

Peki ya şimdi?

Yeni medeni kanun, yasal mal rejimi olarak edinilmiş mallara katılma rejimini, akdi mal rejimleri olarak  da mal ayrılığı rejimi, paylaşmalı mal ayrılığı rejimi ve mal ortaklığı rejimini kabul etmiştir.

Evlilik sözleşmesi nedir?

Halen toplumda kullanılan “evlilik sözleşmesi” kavramı, “mal ayrılığı sözleşmesi” ile özdeşleşmiş durumdadır. Ancak bilinenin aksine taraflar yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimini kabul etmek istemezler ise sadece mal ayrılığı rejimini değil, paylaşmalı mal ayrılı rejimini yahut mal ortaklığı sözleşmesini de kabul edebilirler.

Yasal Mal Rejimi Nedir?

Yasal mal rejimi edinilmiş mallara katılma rejimidir. Yasal mal rejimimiz olan edinilmiş mallara katılma rejimi, her eş ya da yasal mirasçısına, diğer taraftan eklenmeden ve denkleştirmeden elde edilen değerler de dahil olmak üzere edinilmiş mallardan borçlar çıktığında elde edilen değerin yarısını katılma alacağı olarak talep etme hakkı verir.

Edinilmiş mal nedir?

4721 sayılı Medeni Kanun’un 219. Maddesinde belirtildiği üzere Edinilmiş mal, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir.

Bir eşin edinilmiş malları 219. maddede sayılmıştır. Bir eşin edinilmiş malları: 1. Çalışmasının karşılığı olan edinimler, 2. Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler, 3. Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar, 4. Kişisel mallarının gelirleri, 5. Edinilmiş malların yerine geçen değerler.

Yasal Mal Rejimi Revize Edilebilinir mi?

Bir diğer önemli husus ise edinilmiş mallara katılma rejimini kabul etmekle birlikte bu rejimin içeriğinde kişisel malın gelirinin edinilmiş mal kabul edilmesine yönelik kaide de noterden yapılacak bir sözleşme ile sözleşme tarihinden itibaren hüküm ifade etmek kaydı ile değiştirilebilmesi mümkündür. Aynı şekilde eşler, mal rejimi sözleşmesiyle, bir mesleğin icrası veya işletmenin faaliyeti sebebiyle doğan edinilmiş mallara dahil olması gereken malvarlığı değerlerinin kişisel mal sayılacağını kabul edebilirler. Bu değişiklik ile yasal mal rejiminin özellikle bu kaidesine yapılan olumsuz eleştirilerin bertaraf edilebilmesi de mümkündür…

Evlilik Sözleşmesi Nasıl Yapılır?

Mal rejimi sözleşmesi genel olarak noterde yapılır. İki şekilde yapılması mümkündür. Taraflar dilerlerse onama şeklinde mal rejimini sözleşmesini bir hukukçuya hazırlatarak notere giderler ve noter sadece imzaların eşlere ait olduğunu onaylar yahut eşler noterin düzenleme şeklinde hazırladığı metni imzalarlar. Mal rejimi sözleşmesi istisna olarak evlenme başvurusu sırasında yazılı olarak sadece mal rejiminin seçilmesi sureti ile de yapılır.

Burada evlilik başvurusu sırasında mal rejiminin seçimi sureti ile mal rejimi seçilir ise seçilen mal rejimi, evlilik tarihinden; noterde yapılan mal rejimi sözleşmesi ise noterde yapıldığı tarihten başlayarak hüküm ifade edecektir. Noterde yapılan mal rejimi sözleşmesinin nikah akdinden önce yapılması halinde rejimin başlangıcı yine evlilik tarihi olacaktır.

4721 sayılı TMK’nun Kişisel mallar 1. Kanuna göre başlıklı 220. maddesi – Aşağıda sayılanlar, kanun gereğince kişisel maldır: 1. Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya, 2. Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri, 3. Manevî tazminat alacakları, 4. Kişisel mallar yerine geçen değerler. -2. Sözleşmeye göre başlıklı 221. maddesi- Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle, bir mesleğin icrası veya işletmenin faaliyeti sebebiyle doğan edinilmiş mallara dahil olması gereken malvarlığı değerlerinin kişisel mal sayılacağını kabul edebilirler. Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle kişisel malların gelirlerinin edinilmiş mallara dahil olmayacağını da kararlaştırabilirler.
-4721 sayılı TMK’nun 2. Sözleşmeye göre başlıklı 221. maddesi- Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle, bir mesleğin icrası veya işletmenin faaliyeti sebebiyle doğan edinilmiş mallara dahil olması gereken malvarlığı değerlerinin kişisel mal sayılacağını kabul edebilirler. Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle kişisel malların gelirlerinin edinilmiş mallara dahil olmayacağını da kararlaştırabilirler.